30 Nisan 2010 Cuma

İşte Cameolarımın Taç- Broş Halleri


Dün ortalığa yaydım ne var ne yok başladım taçlar için uğraşmaya. Aslında broş olarak ta şık olacağını düşündüğüm için sadece bir tanesini taca silikonla yapıştırdım. Diğerlerini pasajıma direkt ekledim. Talep olursa taç yada broş olarak hazırlamak üzere. Satamazsam da ben takarım be yaaaaa... :))

Bunda parlak taşları aşağıya doğru sarkıtmıştım.

Bunda da parlak taşları direkt olarak cameonun etrafına yapıştırdım.

Bu beyaz cameoyu da beyaz tüyle ve iki kat kırmızı kurdeleyle hazırladım.
Bunun altına bir kat beyaz tüy ve beyazın bir ton kırığı tüylü kurdele ile tek kat kırmızı kurdele ve parlak taşlar kullandım. Bu beyaz-kırmızı taçlar lohusa tacı için harika bence...
Bunda krem tüylü kurdele, parlak taş ve somon rengi küçük cameo taş kullandım.
Sonuncusu da kahve tonlu cameo.. Bunda da altın, sarı, kahve ve turuncu tonlarını çalıştım.

Epey bi de elimi yaktım sıcak silikon kullanırken :)) O güzel yorumlarınızı bekliyorum.
Eğer bunlardan birine sahip olmak istiyorsanız
Pasajıma
ya da
yorgunbahar@gmail.com
adresine mail atarak bana ulaşabilirsiniz. Tanesini kargo hariç 8 tl'den satmayı düşünüyorum (Taç ya da broş iğnesi dahil)
Hava dün günlük güneşlikti. O yüzden balkonda aydınlık aydınlık çektim fotoğrafları.

YORUMLARINIZI MUTLAKA BEKLİYORUMMMMMM :))

27 Nisan 2010 Salı

Cameolar, Etiketlerim ve Gerçekleşen Dilekler...

İşte sonunda cameolarıma kavuştum :) Sevgili Yelda sağolsun. Şimdi cameo nasıl birşeydir yakından bakalım :
Ve bu da cameolar ve kombinleyeceğim tüyler, kurdelalar vs...

Bakalım neler çıkacak ortaya.
Ve dünün süprizi isim etiketlerim:
 Etiketleri sevgili Antigone'nin tavsiyesiyle buradaki siteden istedim. Dokuma ya da baskı seçenekleri var ama ben dokuma etiketlerden nefret ediyorum. Çok kaşındırıyorlar. O yüzden baskı tercih ettim. Umarım yıkamaya dayanıklıdır. Sipariş hızı mükemmel ama kargoyla ilgili ufak bir sorun yaşadık. Kargo ücretini ödemiş olmama rağmen ödenmedi görünüyordu ama gelen arkadaş sağolsun telefonla halletti.
Şimdi gerçekleşmesini beklediğim küçük bir dileğim daha var :) Umarım cameolarla birşeyler yaptıktan sonra pasajım da artık şeytanın bacağını kırar :)) Parasında değilim ama ürünlerini satan arkadaşlarımı gördükçe hoşuma gitmiyor değil :))
Bunlarda cuma pazarından aldığım yapay deri parçalar. Özellikle kırmızı olan çok hoşuma gitti. Şimdi fikirlerinizi bekliyorum. Bu derilerle ne yapabilirim???
İçinizi baydım biliyorum ama bunlar da son aldığım kitaplarım. Kitapyurdu'ndan aldım, indirime girmişti.  Katre-i Matem'e başladım. Harika gidiyor. Bitince düşüncelerimi paylaşırım.

22 Nisan 2010 Perşembe

Metal Görünümlü Plastik Zımba ve Saks Mavisi Tişörtün Muhteşem Uyumu

Ben diktim ben diktim....Evde olan bir tişörtümü kalıp olarak kullandım. Kol oyuntusu vs. olmadığı için dikişi kolay oldu, bu sefer ben bile beğendim yani yaptığımı. Eminönü'nde görünce uçarak üzerine kapıp aldığım plastik zımbalarla da süsledim. Saks mavisi ve altın rengi süper uyumlu oldu bence.
Kumaş için; jarse mi desem, buzy mi desem yoksa  trikomsu mu desem bilemiyorum. Esnek yapıda bir kumaş. Bu sefer dikerken jarse iğnesi kullandım kolay oldu.
Yaka detayı..Dikiş hatalarını görmeyiniz lütfen : )))
İki yan kenarına da yapıştırdım silikonla. Ufak tefek dikiş izleri vardı kenarlarda da...
Ta ta ta taaaaaaaaaaaaaaaam... Bence süper oldu.. Kendimi tebrik ediyorum.
-Tebrikler Bahar Hanım
-Ay çok teşekkürler şımartıyorsunuz beni
- Ne demek... Yıllardır dikiş dikmek için tırmalar durursunuz hiç bu kadar yaklaştığınız olmamıştı
- Şimdi iltifat mı dalga mı anlayamadım ben!!!
-.......

19 Nisan 2010 Pazartesi

Geldiiiiiiiiiiiimmmm............

Bahar tatillerini yaz tatilinden daha mı çok seviyorum bilmem... Havalar gezmeye daha müsait oluyor. Gerçi soğuk hava peşimizi pek bırakmadı ama olsun, doyasıya 13 gün yaşadık, bol bol gezdim.. Hatta 13 gün demem hata olur 10 gün desem daha doğru niye derseniz ; ilk 10 gün o kadar fazla yoruldum ki son 3 günü yatarak geçirmek zorunda kaldım :)) Malum tansiyon problemi işte, vücut bu kadar gezmeye isyan etti sanırım ve yine tansiyonum düştü.. Annemin deyişiyle kendimi geze geze harab ettim :))
İlk fotoğraf anlaşıldığı üzere Sultanahmet
Burası Küçük Çamlıca

Burası da Küçük Çamlıca

Burası da Küçük Çamlıcanın Ağabeyi Büyük Çamlıca :)
Eminönü (Sandık sandık laleler yerleştirilmişti, aradan Ahmet Kaan'ın ağzı da görünüyor :)

Cuma pazarına da çok büyük bir hevesle gittiğimden olsa gerek birz hayal kırıklığına uğradım.Canlı cıvıl cıvıl kumaşlar arıyordum ama bulamadım. Güzel kumaşlar da pahalı geldi. Sonuçta profesyonel anlamda dikiş dikemiyorum, çok para verip heba etmek istemedim. Bir iki parça kumaş aldım.

Asıl beni perişan eden sanırım Eminönündeki neredeyse tüm taş ve boncukçuları dolaşıp "cameo" bulamamamdı :)) Ayaklarıma kara sular indi, annemi ve Ahmet'i de sürükledim :)) Hatta "cameo"nun ne olduğunu bile bilmemeleri bulamamamdan daha çok şaşırttı beni. Ben cameo cameo diye sayıklarken sağolsun sevgili Yelda bana "Boşuna arama zaten Eminönünde yok, Merter'de satılıyor, perakende de vermiyorlar" diyerek cameo krizine son noktayı koydu :). Bir ara pasajında vardı hala varsa gidip bir koşu alayım bari :)

Tatilimin en güzel yanlarından biri tabi ki buluşmamızdı. Sevgili Sevim, Nilgün, Fosi, Yelda, Antigone, Çatı Katı ve ben bir araya geldik. Sanki 40 yıldır tanışıyor gibi o kadar sıcak okadar samimi bir buluşma oldu ki... Bir saniye susmadık, sürekli gülüşmeler kahkahalar... Terzi mankeninden reenkarnasyona kadar her konuyu konuştuk :)) Bütün kızlara ;

Sıcaklığı ve samimiyeti ve Ahmet Kaan'a karşı sabrı ile canım arkadaşım Nilgün'e
Merdivenden çıkarken yüzüne bakmadan önce trençkotuna bakarak tanıdığım, yüzünde sürekli kocaman bir gülümseme olan canım arkadaşım İlkay'a
Organizatörümüz, çok sıcak çok içten ve 40 yıllık dostummuş gibi gelen (ve öyle olan :) candan insan Sevim'e
Hepimizin merakla beklediği (Çünkü ne blogtan ne facebooktan yüzünü görememiştik :) minik canavarıyla çooook önceden tanıdığım ve kendimi çok yakın hissettiğim güzel insan Ayşegül'e
İnanılmaz tatlı, küçücük bir kızı andıran, kıpır kıpır ve her yanından samimiyet ve sıcaklık akan Antigone'ye
Günün son süprizi, becerikli ve sevgi dolu, süper ötesi ve cameo krizime son noktayı koyarak beni feraha eriştiren, sıcacık insan Yelda'ya

Çok çok çok teşekkürler. Ben sizlerle tanıştığım için inanılmaz mutlu oldum :)) ve elim boş geldiğim için yerlerin dibine geçtim :(( Güzel hediyeler ve sıcaklığınız için çok çok çok teşekkürler.


2 Nisan 2010 Cuma

Hoşçakalın ...

5 aydır yolunu gözlediğim zaman dilimi geldi işte :)  5 ay diyorum çünkü biletimi alalı 5 ay oldu. Ben gelene kadar sizi 2 sene önce Küçük Çamlıca Tepesi'nde çektiğim bu güzel fotoğrafla başbaşa bırakıyorum. İnşallah bol moral, kumaş ve fotoğrafla geri döneceğim. Bana iyi bir tatil dileyin kızlar :))