23 Temmuz 2010 Cuma

Aloha!... Hawai'ye Gidemiyorsanız Bırakın O Size Gelsin :))

Benim gibi tatili yaz sonuna bırakan varsa buyursun Ahmet Kaan'ın yeni gömleğine bakarak biraz tatil hevesini gidersin :)) Ay ne sinir bir durum herkes tatile gidip geliyor biz burada en düşük 40 derece sıcakta çalışıyoruz. İllaki bir bayram bizimkilerin yanında geçsin diye böyle yapıyoruz her sene o yüzden sona kalıyoruz :))
Kumaşı buradan bir kumaşçıdan aldım. Metresi 2 tl idi. 1 metreden bir gömlek çıktı.  Model Burda 2010 Mayıs sayısından. Modelin aslı uzun kolluydu, hatta önce uzun kollu yaptım, kol yırtmaçlarıyla falan epey uğraştım ama küçük prens beğenmedi uzun kolluyu geri kestik kollarını kısalttık. Küçük bir cep detayı da var.

Bu arada herkes tatile gidiyor artık galiba. Yorum sayısındaki düşüşten anlaşılıyor kolayca :)

20 Temmuz 2010 Salı

3 Yıl Önce Başladığım Gömleği Bitirdim :))

Evet ya yanlış okumadınız :)) Makinamı ilk aldığım zamanlarda büyük bir hevesle Fatih çarşamba pazarından gidip bir kumaş almıştım.  Bir türlü dikip giymek kısmet olmadı. Geçen gün dolabı karıştırırken yarım bıraktığım bu işi buldum. Normalde başka birşey bu kadar sürünse çoktan atmıştım ama bunun kumaşını çok seviyordum.
İlk defa ilik açmaya da cesaret ettim. Çıt çıt çok pratik ama herşeye de olmuyor. Cesaretimi toplayı ilik açtım buna.
Efendim tabi bu kadar uzun sürmesinin sebeplerini şöyle sıralayayım :)) Binlerce swarowski işledim, tamamen el yapımı, altın ve gümüş iplikler kullanarak diktim, kumaşını Hint'ten getirttim :))))) Yalaaaaaaaaaannnnn :))))

Model 2007 Burda dergisi Nisan sayısından. Bu arada geçen yazımdaki yorumlardan birine cevap olarak Burda her ay yayımlanan bir dergi ama her sayısında çok güzel şeyler olmayabiliyor. Ben geçen seneki temmuz sayısına bu senenin de mayıs sayısına bayıldım. Benim dikebileceğim tarzda kıyafet çoktu her iki sayıda da. Şimdi yine mayıs sayısından Ahmet Kaan'a bir gömlek başladım.

15 Temmuz 2010 Perşembe

Geldim İşte... Yeni Elbisem...

Öncelikle bir önceki postuma geçmiş olsun yorumlarını bırakıp beni mutlu eden ve daha iyi hissetmemi sağlayan tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Şimdi biraz daha iyiyim ama daha tam iyileşmedim. 3 günün sonunda elbisemi ütüleyecek gücü kendimde bulup ütüledim ve giydim :))
Yine son dakika fotoğrafları olduğu belli oluyor değil mi :)) Sokakta çekildiyse son anda çekilmiş olduğu kesin zaten :))
Megaloman gibi sürekli kendimin olduğu fotoğraflar var ama sebebim çok. Bunu dikmek o kadar uzun sürdü ki aşamalarını fotoğraflayamadım. Kalıbını çıkarmak 1 gün, kumaşı kesmek 1 gün, cepleri dikmek 1 gün... varın gerisini siz hesap edin... Bu kadar uğraştıktan sonra ilik açarken bozarım belki diye düğmeli yapmaya cesaret edemedim tabi çıt çıt bastırdım.
Sabah sabah giymişim beyaz pantolonu, topuklu ayakkabıları, takmışım beyaz kemeri... Eşim yüzüme baktı hayrola diye :) Bende işten sonra düğüne gideceğim dedim. Ahmet Kaan hemen atladı kimin düğünü diye :))
Kumaşı buradan bir kumaşçıdan aldım. Metresi 2 tl. 2 metre alana 1 metre bedavaydı 3 metresini 4 tl ye aldım. Yalnız kumaşa bu parayı verince 1 makara Drimaipliğe 1,5 tl vermek ağırıma gitti doğrusu :)) Model mayıs Burda 2010.
Havalar buralarda o kadar sıcak ki dairede oturunca bile bunalıyor insan klimalar zor yetiyor. Oda arkadaşımda izinli olduğu için dairede oturduğum zamanlarda sıkılmamak için bu kitaba yeniden başladım. Sanırım 3. defa okuyorum. Ama tasvirler o kadar güzel ki insanı alıp gidiyor. Bir kitabı okurken altını çizip, bir müddet sonra o çizili yerleri  tekrar okumayı da seviyorum. Hele öyle güzel bir "takdim" yazısı varki.... Timaş kitaplarını seviyorum zaten. Çeviriler konusunda da çok iyiler. Bazı çeviri kitaplar çevirinin kötülüğünden okunmuyor, bıktırıyor insanı. İstanbul'da oturuyorsanız Tİmaş yayınlarının Sultanahmet tarafında Alayköşkü Caddesi'nde Kitap Kahve isimli bir yeri var. Hem kahvenizi içip hemde yayınevinin tüm kitaplarını inceleme fırsatı buluyorsunuz. Tavsiye ederim. İstanbul'a gittiğimde oraya gitmezsem eksik hissediyorum.

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Hasta :((

Bugün sizlere dün serum yemiş ve yaklaşık 15-16 saattir uyuyan bir blogger olarak sesleniyorum... Şiddetli mide kramplarının ağrısıyla acile gittim. Bir serum yedikten ve 2 de ilaç yazıldıktan sonra geri gönderdiler. Sebep yok... Yani pazar günü sabahın köründe acile gidip birde sebebin bulunmasını istemek biraz fazla değil mi :)) Dün bütün günü ve geceyi uyuyarak geçirdim. Ahmet Kaan yanıma gelip süreki "uykucu hadi kalk" dedi ama cık... faydası yok. Ancak bu sabah 6.20 itibariyle uyanıp kendime gelebildim. İçtiğim ilaçlar mı serum mu kafa yaptı bilmiyorum herşey toz pembe geldi gözüme :)) Yoksa yanlış bir ilaç mı verdiler acaba :)) Bugün, geçen hafta dikip bitirdiğim elbiseyi yayınlayacaktım ama fotoğraf çekemediğim için biraz erteledim onu. Şimdilik benden bu kadar... Sağlıklı günler hepinize ...

6 Temmuz 2010 Salı

Terzi Mankeni Yaptım...

Terzi mankeni yaptım, hemde kendi ölçülerime göre. Evde bir terzi mankeni eksikti o da tamam oldu şimdi :)) Yapılışı burada.. Ben yapım aşamalarını fotoğraflamadım hem burada anlatılıyor diye hemde inanılmaz komik olduğum için. Eşim yardım etti çünkü tek başına yapılması imkansız gibi birşey. Güzel dursun diye alüminyum folyodan yapılan bantlardan kullandım ama kesinlikle tavsiye etmiyorum. Zaten onunla yapamadık sürekli yırtılıp durdu.
Öncelikle artık eskimiş  giymediğim bir tişörtü giydim. Bedenimi saracak şekilde basenden itibaren yukarıya doğru koli bandıyla bantladı eşim. Aman dikkat, serin saatlerde yapın ve nefesinizin daralması gibi bir problem yaşıyorsanız sakın yapmayın!! Benden söylemesi. Bütün bedeni koli bantıyla sardıktan sonra biz şık dursun diye üzerine alüminyum bantla geçtik. aslında gri bant kullanılmış olsaydı daha rahat olurdu sanırım. Bütün bedeni sarınca arkadan makasla kesip çıkardık. Sırılsıklam ter olmuştu.
Kesilen yeri tekrar bantla yapıştırıp bir elbise askısı taktık ve içini gazete kağıdıyla dikkatlice doldurdum. Ta taaaamm işte terzi mankeni hazır.
Bu giyinmiş hali. Tabi arkadan dolaba yaslandığı için biraz göbekli çıkmış ama aslım böyle değil :)) Terzi mankenini ne zamandır istiyorum (çok ala terziyim ya :)) ama tabiki hem almaya cesaret edemiyordum hemde orantılı bir vücut olçüm olmadığı için ne alsam bana olmayacaktı. Hatta bir iki apartman aşağıdaki yaşlı terzinin eceli yaklaşmışsa vasiyet olarak terzi mankeninin bana bırakmasını bile hayal ettim :)) Hal böyle olunca bir terzi mankeni şart oldu :)) İşin zor tarafı yardım konusunda eşimi ikna etmek ve bütün bu işlem boyunca söylenmelerine katlanmak oldu :))
Şimdi buna bir isim bulmaya sıra geldi. Ben "Leyla" düşündüm. Ne de olsa benim gibi aklı bir gelip bir giden biri için bundan ideal isim olamaz herhalde :)) Tavsiyelere açığım :))

Diğer elbisede de son durum bu. Dün akşam itibarıyla kumaş kesildi işaretlendi ve telalar ütülendi. O kadar parçalı bir iş ki benim için yap-boz yapmak gibi. Umarım başarırım.

ARKADAŞLAR BLOGGER'DA BİR PROBLEM Mİ VAR? YORUMLARINIZ MAİLİME GELİYOR AMA YAZIDA GÖRÜNMÜYOR. GOOGLE GİRİŞİ YAPILMAYAN YORUMLAR GÖRÜNÜYOR SADECE. SEEBİNİ BİLEN VAR MI? 
SORUN ÇÖZÜLDÜ SANIRIM YORUM BIRAKAN HERKESE TEŞEKKÜRLER :))