31 Aralık 2010 Cuma

Mutlu Bir Yıl Olsun.....

Yeni yıla güzel dileklerle başlayalım. İnşallah bütün bir yılımız güzel haberlerle ve güzel olaylarla geçer. Herkesin yeni yılı kutlu olsun, yeni yıl güzellikleriyle gelsin :))

28 Aralık 2010 Salı

Mutfak Önlüğü ve Bir İsteğim Var (1'den Fazla da Olabilir :)

Eskiden yılbaşı gelince kar yağardı ya da ne bileyim soğuk olurdu, sobamızın üzerinde kestane pişirirdik. Şimdi küresel olarak ısındık ya, bu gibi şeyler mazide hoş bir hatıra olarak kaldı.
Neyse efendim bunun konuyla bir alakası yoktu ama bir baktım bunları yazıyorum. Geçen güz hızımı almışken birde mutfak önlüğü diktim arkadaşıma. E kızına elbise dikip onun boynunu bükük bırakmak olmazdı değil mi:))
Fotoğraflarda belli olmasada çok hoş, simli ve ışıl ışıl parlayan bir kumaş. Üzerine keçeden aplike yaptım ve kar tanesi modelli yıldızlar diktim. Ama çok manidar oldu kırmızı kar taneleri :))

Hadi birde modellik yapayım dedim ama kendi modelliğimi de pek beğenmedim açıkçası :((
Sıra geldi isteklerime, lütfen dikkatlice okuyunuz :))
1- Bebek elbisesi kalıbı istiyorum ama bulamıyorum. Burda'larda genelde 3 yaş üzeri kalıplar var. Bir sürü pazen ve divitin kumaş aldırdım anneme ama kıyıp dikemiyorum çünkü işe yarar bir kalıp yok. Bu konuda yardım edelim boş geçmeyelim lütfen :)
2- İstanbul'da oturan ve/veya pazarlara gidip fink atarak şahane kumaşlar bulan arkadaşlara sesleniyorum. Lütfen bütün kumaşları kendinize saklamayınız. Pasaj ya da blogunuz üzerinden de satış yapınız. Yabancı bloglarda görüyor imreniyoruz olmuyor böyle cık cık cık...
3- Yurtiçi Kargo firmasından nefret ediyorum ve kimseye bu firmayı kullanmamasını tavsiye ediyorum. Ne zaman bir paket gelecek olsa bin türlü sorun yaşıyoruz. En son sevgili Largefashion blogunun sahibesi Hatice hanım tarafından bana bir paket yollanmıştı ama geldiklerine dair bir haber kağıdı bile bırakmadan paketi iade etmişler. Ayrıca güya paket yollandığı gün tarafıma bir bilgi mesajı gelmişti ama mesajda verilen kodu girerek kargom nerde diye takip etmek istediğimde kodun geçersiz olduğunu yazdılar. Bir değil iki değil.... Ben bundan sonra asla ve asla Yurtiçi Kargoyu tercih etmeyeceğim, sizde etmeyin.
4- Özellikle yeni Blogger arkadaşlardan ricam lütfen yorum yazma kısmındaki kelime doğrulamayı kaldırsınlar. Hele benim gibi yavaş bilgisayarları olanlar için epeyce zor oluyor.

23 Aralık 2010 Perşembe

Bir Mim Daha ve 200. Kayıt :))

200. kayıtım bir mim cevabı oldu :) Bloglarda ne zamandır görüyorum yeni yıl mimini. Bekliyorum bekliyorum mimleyen yok. Masaya yumruğumu vurup zorla aldım ByDG'den :)) Bu arada uzun süren tembelliğimin ceremesini izleyici kitlemi kaybederek yaşıyorum galiba :(  Nerede o  eski bol yorumlu günler :))
Neyse mim soru ve cevaplarına geçelim:

Yeni yıla nasıl ve kimlerle girmek istiyorsun?
Yeni yıla tüm sevdiklerimle birlikte Taksim'de girmek istiyorum :) Ama şu an Gaziantep'te olmam ve 6 aylık hamile olmam düşünülürse... Yinede neden olmasın di mi :))

Yeni yıldan beklentilerin neler?
Vall yeni yıl bende çok şey beklemesin yeter. 29 yeni yıl görmüş bi insan olarak yeni yıldan birşey beklemenin bi manası olmadığı kanaatindeyim.

Yeni yılda neler yapmak istiyorsun?
Yeni yılda öncelikle uzun bir tatil yapmak istiyorum. Mümkünde birkaç ay sürsün. Deniz kenarında iyotlu deniz havası çekmek istiyorum. Manisaya ve İstanbul'a gitmek istiyorum Deliler gibi alışveriş yapmak istiyorum. Her girdiğim kumaşçıda bayılacağım güzellikte kumaşlar olsun ve her diktiğim şıp diye üzerime otursun. Mümkünse Antep-İstanbul arası arabayla 1 saat olsun. Kışın yağmur kar yağsın, yazın çok aşırı sıcak olmasın. vs. vs....

Yeni yıl sence ne demek?
Yeni bir yıl demek ne olsun. Artık gençlik hayallerinin peşinden koşup fazla idealist olmanın bir fayda sağlamayacağını anlamak için bir yıl daha yaşlanmak (olgunlaşmak) demek.

Yeni yılda ne olursa çok mutlu olursun?
Dualarım kabul olursa benden mutlusu olmaz :)

Yeni yıla dair mesajın nedir?
Güzel mutlu bir yıl olsun. Bir reklamda denildiği gibi "Keşke'lerle değil İyiki'lerle" başlasın ve bitsin.

Bende bu mimi benim gibi mimlenmeyi bekleyen herkese yolluyorum :)

21 Aralık 2010 Salı

Küçük Kırmızı Elbise

Yine yeni yeniden dikiş dikme duygularım depreşti ama artık kendime ne kıyafet alıyorum ne de dikiyorum. Ahmet Kaan'da okula başladığından dolayı sürekli okul kıyafeti içinde olduğundan eskisi gibi kıyafet ihtiyacı kalmadı. Bende hazır tembelliğimi de fırsat bilerekten uzun zamandır makinaya elimi sürmüyordum. Son günlerde her yerde kırmızılar gözüme çarpınca kırmızının cazibesine kapıldım. Yakasına da ne zamandır düşündüğüm dikilebilir süs taşlarından uyguladım.
En güzeli çocuklara birşeyler dikmek. Nasılsa standart bedenleri var. Bizim gibi yok efendim belim ince, basenim geniş, göğüsler oturmuyor, ay şuna kup eklesem mi vs. vs... sorunları yok. Dümdüz dik giydir. Zaten hatası olsa bile anlamıyorlar asıl iyi tarafı bu zaten :)
Bu kol tipini de kıyafetlerde çok seviyorum. Kol ucuna lastik tüneli yapıp lastiği geçiriyorsunuz. Kullanması çok rahat, hatta bence en rahat kol tipi... Kumaş elastik bir kumaş olduğu için dikişi zor oldu. Yakından hataları belli oluyor ama siz o kadarda yakından bakmayın canım :) Dağılın bakayım ekranın etrafından, en az 1 metreden bakın :))
Model Burda'nın özel çocuk sayısından 629 Numaralı elbise. Bu arada şu benim için çok büyük olan sıkıntımı paylaşmadan geçemeyeceğim. İstanbul dışında ya da ne bileyim Anadolu şehirlerinde mi böyle, istediğiniz gibi kumaş bulmak çok zor. Facebook'tan takip edenler de bilirler geçen gün bir divitin arama maceram oldu ayaklarıma kara sular indi. Ertesi güne izin yazdırıp dinlenmek zorunda kaldım. Düz renk divitin diğer adıyla çuha kumaşı bakayım dedim. Eskiden kahvehanelerde sererlerdi yeşil yeşil. Bulmak ne mümkün. Dün de şöyle bir kadife ya da bebek elbisesi dikmek için pamuklu-yünlü cıvıl cıvıl bir kumaş aradım. Tabiki onu da bulamadım. Şöyle hoş desenli bir basmaya da razı oldum o da yok. püfffff canım çok sıkıldı....

14 Aralık 2010 Salı

Yeni Yıl Temalı Küçük Şeyler...

Yeni yılın kutlanması herkes tarafından farklı algılanıp farklı yorumlansa da, benim için yeni yılın güzel olması için mutlu başlamak anlamına geliyor. Özel günler yada belirli nesneler üzerine temalı çalışmak ta hoşuma gidiyor. Mesela yeni yıl teması, kış teması, denizci teması...vs. çalışılması ve fikir üretilmesi hoş temalar. Bende dolapları karıştırırken kırmızı- yeşil kumaşları bulunca yeni yıl teması çalışayım dedim.
Önce bez çanta dikmeye karar verdim. Üzerine de geyik aplikesi yaptım keçeden. Kumaş keten olduğu için ortalık epey battı çalışırken.
Ya artık fotoğraf makinası ömrünü tamamlamaya başladı ya da ben fotoğraf çekmeyi unuttum sanırım.  Bir türlü istediğim şekilde çekemedim fotoğrafları.
Neyse.. Çantanın ebatı yaklaşık 35*45. Kumaş atmasın diye iç kısmına yeşil kurdeleden şerit çektim, üzerine de bir fiyonk.. Tamamdır.... Tüm ürünleri pasajıma da koydum. 
Bunlarda küçük kalan kumaşlardan lavanta keseleri. Ebatları yaklaşık 10*12 cm. İçleri mis gibi lavantayla dolu. Bu kurabiye adam..
Bu twinkle twinkle little star :)
Damarları merserize iple işlenmiş çınar yaprağı..
Soğuk günlerin sıcak temsilcisi kardan adam :)
Süslü çam ağacı..
Bu da toplu hatıra fotoğrafı..
En çok hangisini sevdiniz?

30 Kasım 2010 Salı

İzmir'den Sıcacık Bir Paket...

Cumartesi gününü şenlendiren taaa İzmir'den sevgili Fadiş'in gönderdiği bu sevimli paket oldu. Misafirimde vardı, hep beraber açtık heyecanla paketi içinden çıkanları sevdik :))
Güzel paketin yanında sıcacık bir not..

Bu da toplu hatıra fotoğrafı :) Aslında fotoğrafta bir paket çikolata eksik. O anında yenildiği için maalesef  fotoğraf çekimine katılamadı :)
Sevgili Fadiş'e kucak dolusu teşekkürler ediyorum, elleri dert görmesin :))

26 Kasım 2010 Cuma

Cıvıl Cıvıl Rengarenk Bir Yelek...

Rengine bayılarak aldığım yünden başladığım yeleği nihayet bitirdim. İpim Alize Superlana.. Tavsiye ederim hem yumuşacık bir ip hemde renkleri harika.
Bu yeleğimizin önden görünüşü. Bir önce ördüğüm yelekte kullandığım model. Düz ipte model pek belli olmamıştı ama batik ipte kendini belli etti. İlik açmayı unuttuğum için çıtçıt kullanacağım.

Bu da arkadan görünüşü model daha bi belli oluyo sanırım.

25 Kasım 2010 Perşembe

Bir Mimdir, İki Mimdir....

Sevgili Bydg mimsever bin bünye olan beni mimlemiş :) Teşekkürlerimi sunuyor ve mim konusuna geçiyorum

Kitaplığınızın karşısına geçin.Gözlerinizi kapatın.Derin bir nefes alın.Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin.Şimdi gözlerinizi açın.Bir kitap seçmiş durumdasınız.O kitabı satın aldığınız, ya da hediye gelmiş de olabilir, anı hatırlamaya çalışın.İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın.Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir dolanın ki, kitabın kokusu burnunuza gelsin.Evet, ne güzel bir koku bu!55.sayfayı bulun.Sayfayı tekrar okuyun.Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu blogunuza yazın.Daha sonra siz de 3 arkadaşınıza cevaplaması için gönderin

Tamam gözlerimi kapadım ama derin nefes almayı unuttum :)) Tamam birazcık hile de yapmış olabilirim. Kitaplığımın mümkün olan en küçük görüntüsü bu zaten kitaplar çift sıra dizili dağınıklığı görmeyin diye mini bir fotoğraf çektim.


Çok sevdiğim bir kitap.... 2007 yılında almıştım..
Mükemmel bir kitap... Herkese tavsiye ederim.
Şimdi cevaplaması için 3 kişiye yollayalım. Hımmmm.....
Cevaplayıp cevaplamadıklarını bilmiyorum ama buradan sesleniyorum. Hu huuuuuu kızlar cevaplayın bakalım.

İkinci mim tarafıma gönderilmiş bir mim olmayıp tamamen kendi alınganlığımla sevgili Filiz'den yürüttüğüm bir mimdir. Konusunu sevdim: Tuhaflıklarınız :))
Bir bayan olarak tuhaf sayılabilecek özelliğim kıyafet alışverişlerinden pek hoşlanmamam olabilir. Mağazalara gidip saatlerce kendini kaptıran onu giyip bunu çıkaran insanları hayretle karşılıyorum. Bir şeyi beğendiysem dener alırım, onu giyip bunu çıkarmaya ne gerek var yahu...

Genelde sakinimdir desem yalan olur ama tepem bir anda atar ve o an geldiğinde karşımdakinin yaşı, konumu vs. çok önemli olmaz benim için. Ben susup içimde kalacağına o duysun onda kalsın değil mi?

Beni tanıyan insanların ilk tepkisi "Ne kadar soğuk bi insan"dır genelde

Uykuyla aram pek iyi değildir (şu hamilelik süreci dışında). TV de pek seyretmem, her sene bir dizim vardır genelde program takip etmem pek.

Çok aşırı titiz bir insan olmamama rağmen her zaman tepki gösterdiğim konu tabakların ve bardakların rafa yanlış dizilmesidir. Benden başkası dizdiyse ve benim yaptığım sıralama bozulmuşsa söylene söylene düzeltirim.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar :))

9 Kasım 2010 Salı

İlk Yelek Tamam...Ve Ninemin Hediyeleri...

Avuç içi kadar da olsa ilk yeleği bitirdim. Buna başladığımda daha cinsiyeti belli değildi. Ahmet Kaan'la beraber yüncüye gidip beraber seçtik ve ille de yeşil olsun hem kıza hem erkeğe olur diye kandırdı beni oğlum :)) Gözüm pembelerdeydi yoksa :))
İlk defa yakadan başlama bir yelek ördüm o yüzden acemilikleri çok oldu. Ajur modelini de ilk defa denedim. Ajur çok kolay ama eğer akıllı ya da batik iple veya da sıra sıra farklı renklerle örülseydi daha da kendini belli ederdi. Normalde delikleri de var bu modelin ama şiş numaram küçük geldi sanırım o yüzden delikleri pek belli olmadı.
Ajur modeli:
Ön sıralarda: 1 düz- 1 Dola- 3 Düz- 3 Topla- 3 Düz- 1 Dola- 1 Düz
Arka sıralar hep ters.
Model bu kadar basit..
İp olarak Anchor Bebe ve 3 numara şiş kullandım. Ama hayatımda bu kadar ince bir şişle örmemiş olduğumdan olsa gerek sinir geldi yaparken..

Şimdi de buna başladım. Aslında ilk ip almaya gittiğimde rengine bayılmıştım ama velev ki erkek olur diyerek hevesimi saklamıştım. Kız olduğunu öğrenince hemen gidip aldım. Bunu da yakadan başlama yaptım. Dalgınlıkla ilik yeri açmadan örmüşüm o yüzden buna bitince çıtçıt bastırmayı düşündüm. Aslında örgünün en zevkli yerlerinden biri bence bittikten sonra düğme seçmek. İnsanın hepsinden alası geliyor çeşit çeşit düğmeler var..
Bunlarda sevgili Örgücü Ninemin hediyeleri. Doğumda kullanmak için bir şal şeması istemiştim sağolsun örülmüşünü yolladı hemen bana. Ahmet Kaan'ı ve bebişide unutmamış. Elleri dert görmesin güzel ninemin :))

4 Kasım 2010 Perşembe

Teşekkürler Teşekkürler.....

Artık tamamen kayıplara karışmış bir blogger olmama rağmen sevgili Mekila beni de bu ödüle layık görmüş. Çok teşekkür ediyorum kendisine.
Yaklaşık 10 gün öce başladığım bebek yeleğini bitirememenin verdiği utançla yeni yazı ekleyemiyorum. Bu arada sevgili Örgücü Ninem bana öyle güzel hediyeler yolladı ki... Malesef fotoğraf makinamın bağlantı kablosunu bulamadığım için fotoğrafları yükleyemedim. Nineme teşekkür yazımda geç kaldı biraz. Buradan da nineme çooooook teşekkür ediyorum en kısa zamanda fotoğraf sorunsalını halledip yeni yazı ekleyeceğim inşallah.

25 Ekim 2010 Pazartesi

Rengimiz Belli Oldu

Artık yavaş yavaş üzerimden tembelliği atsam iyi olacak galiba. Şöyle bir titreyip kendime dönmeliyim. :)) 16. Haftayı doldurdum ve geçen gün doktora gittiğimde cinsiyetinin kız olduğunu söyledi. Zaten Ahmet Kaan bana söylemişti kız diye :)) Ona söylediğimde bana bilmiş bilmiş dedi "Ben zaten sana dedim" diye. Maşallah ultrasondan etkili tahminleri :)
Bu arada şeytanın bacağını kırıp bi bebek yeleği başladım, umarım artık eski aktif halime dönebilirim. Yorumlarıyla ve güzel dilekleriyle beni yalnız bırakmayan herkese çok teşekkürler :)


24 Eylül 2010 Cuma

Eeeee Ne Desem Acaba :))

Öncelikle bir önceki yazımda 'sağlık problemi' deyince şak diye anlayan arkadaşları tebrik ediyorum. Tabi hamilelik bir sağlık problemi değil ama bazı ek gelişmeler yaşandı o yüzden biraz sıkıntılı oldu. Bebeğin yanında önce 6,5 cm lik kist tespit edildi, 10 gün sonra tekrar gittiğimde 7,5 cm ye çıktığını öğrenince biraz moral bozukluğu yaşadım. Ben tabi türlü senaryoları kurdum vasiyetimi falan hazırladım :)) Tatilden bir gün önce gitmiştim doktora İstanbul'da da  Çapa Tıp'a da gittik patoloji için test falan yapınca korktum tabi. Şimdi bugün tekrar gittim ve biraz küçülme gözlemledi doktor. Her hastane macerası olaylı oluyor benim için gerilip sinirlenip dönüyorum. Uyanık insan çok olduğu için ve doktorlarda bazen bunlara prim verdiği için her seferinde sinirle dönüyorum o yüzden hastaneye gitmekten nefret ediyorum.
11 haftayı tamamladık cinsiyet belli değil daha. Malesef tembelliğe devam şu sıralar. Umarım kısa zamanda toparlanırım.

17 Eylül 2010 Cuma

Tembelleştiysek Bir Sebebi Var :))

Tatilden döneli yaklaşık bir hafta oluyor artık ama daha blogumu güncelleyemedim. Sevgili suhuba "artık bi ses versen" deyince dedim kimse merakta kalmasın bari bir ses vereyim. Ses veriyorum burdayım :)) Sadece bilgisayarımın anakartı yandığı için bilgisayarsız kaldım, üzerine sağlık problemleri ve Ahmet Kaan'ın okula başlaması eklenince ihmal ediyorum gibi oldu. Sağlık problemlerinin detayını 10 güne kadar yazarım inşallah merakta bırakmam sizi :)

8 Eylül 2010 Çarşamba

Herkese Mutlu Bayramlar :))


Muhabiriniz Balıkesir'den bildiriyor :)) Facebook'tan takip eden varsa bu tatili epeyce gezerek geçirdiğimi gördü. Neredeyse bir yattığımız yerde 2 gece yatmadık :)) Şu an Balıkesir'de abimin yanındayım ve yarın İstanbul'a dönüyorum inşallah. Şimdiden hepinizin Ramazan Bayramını kutluyorum. Hepimize hayırlar ve güzellikler getirsin :))

26 Ağustos 2010 Perşembe

Geldi Tatil Ayları Gevşer Gönül Yayları :)))))

Birçoğumuz gidip döndü bile ama ben tatile daha yeni çıkıyorum. Yaklaşık iki hafta yokum. İnşallah bayram dönüşü tekrar buluşuruz. Yarın bu saatlerde muhtemelen Kadıköy Cuma Pazarı'nda fink atıyor olacağım :))

17 Ağustos 2010 Salı

Karabatak Misali Bir Görünüp Bir Kaybolan Ben

Sanmayın tatile falan gitti de ortalıklarda görünmüyor diye. Tatile gitmeme yaklaşık on gün daha var. Sıcaklar o kadar bunaltıcı ki insanın birşey yapmayı canı istemiyor. Normalde Ramazan ayından etkilenmeyen bir insan olmama rağmen bu Ramazan benim için epey zor geçiyor. Yemekle pek aram olmadı hiçbir zaman, hatta bazı arkadaşlar fotosentezle bile beslendiğimi düşünüyorlardı :)) Ancak üzerine de çifter çifter sağlık sorunları birde Ahmet Kaan'ın okulunun tatil oması ve onun benim başıma kalması :) eklenince ilk defa bu kadar zor bir Ramazan geçiriyorum. Blogları gezmeme rağmen yorum yazamıyorum ve yorumlara bile cevap veremediğimden dolayı utanıyorum. :(( İnşallah tüm problemler hallolur da bende blog hayatına hızlı bir dönüş yaparım.
Şu resimde görmüş olduğunuz nesne keçeden bir kitap ayıracı. Sevgili eltim Tuba tasarladı kesti ve dikti. Keçeleri sağolsun Sevimciğim ta uzak yollardan alıp yollamıştı. Caillou aplikesinden sonra Tuba kitap ayracı yapımında kullandı. Fikrin orijinali sevgili Fosi'nin buluşmamızda hediye ettiği kuşlu kitap ayracıdır :))

10 Ağustos 2010 Salı

Astarlı Cepli Bez Torba Dikimi (Bol Fotoğraflı Detay Anlatım)

Kumaşı gördüğüm anda "İşte bu" dedim. Bu tarz baskılı kumaşları çok seviyorum. Kendimle Ahmet'e ev için birer şort dikecektim. Kendiminkini kestim ama sıra Ahmet'e gelince "Bunun üzerinde çiçekler var ben giymem" dedi. Bende bez çanta yapmaya karar verdim. Hadi bakalım kolları sıvayın.
1- İstediğiniz ölçüde dikdörtgen bir parça kesin (Benimki sanırım 75*45 cm ölçülerindeydi)
2- Bu aslı kumaştan yaklaşık 3cm daha kısa (boydan) olacak şekilde astar kumaş kesin. Boşluk kısmı üstten kıvırma payı olacak.
3- İstediğiniz büyüklükte cep kesin. (Ben 17*34 cm kestim ikiye katlayıp diktim)
4- Yaklaşık 12 cm aninde ve istediğiniz uzunlukta iki sap kesin.
Hadi bakalım aşama aşama yapalım.
Cep için kestiğimiz kumaşı tersinden ikiye katlayıp dikiyoruz. Ufak bir açıklık kalacak. Oradan yüzüne çeviriyor ve kalan açıklığı da dikiyoruz. Böylece kare biçiminde önüde arkası da kumaşın yüz tarafı olan bir parçamız olacak.
Astar ve asıl çantada alt ve yan dikişleri kapatıyoruz.
Astar çantayı dikişleri içe gelecek şekilde çevirip cebimizi iğneliyor ve dikiyoruz.
 Çantamıza derinlik kazandırmak için alt köşesinden kulak şeklinde kıvırıp belli bir mesafeden dikiyoruz.
Fazlalık kısmı kesiyoruz. Bu işlemi astar ve asıl çantanın her iki alt köşesine uyguluyoruz.
Astar ve asıl çantayı iç içe geçiriyoruz.
Asıl çantayı astarın boyuna kadar kıvırıp yerini iyice belli etmek için ütülüyoruz. Sonra ters çeviriyoruz.
Astarı yerine iyice yerleştirdik mi tamamdır. İplikleri yıkadıkça atması diye kesik kısmı dikerken içe katlamayı unutmayın.
Saplar için önce kumaşın iki kenarını ortaya katlıyoruz.
Sonra bunuda ikiye katlayıp 4 katlı sağlam bir sap elde ediyoruz.
İster tek yandan ister her iki yandan dikiyoruz.
Sapları çantamıza dikkatli bir şekilde ortalıyarak iğneliyoruz. Saplar çantamızın içine kıvırdığımız payı kadar yukarıya döndürülmeli.
 Ve bir alttan..
Birde üstten dikiş çekiyoruz.
Ta taaaaam işte çantamız hazır. Belki ben çok karışık anlatmışımdır ama basit bir iş bez torba dikmek. Birşey dikerken önemli bir nokta da sürekli ütü kullanmak bence. Bu çantayı dikerken 4-5 kere ütüyü açmışımdır. Özellikle kıvırmalarda önceden ütülemek dikişte büyük kolaylık sağlıyor. Dikişleri ütülemek te dikişin düzgün görünmesini sağlıyor.