10 Ağustos 2011 Çarşamba

Yalnız(mıy)ım???


Bazen insanın içini sebebini bilmediği duygular kaplıyor. Benim gibi ketum ve duygularını belli etmekten nefret eden birinin anlatması çok zor ama yinede belki yazarsam biraz rahatlarım diye düşündüm. İlk ve son olabilir bu tarz bir yazı.
Bazen niye öfkeye kapıldığını bilmeden kızıyorsun her şeye. Doğal olarak bu en yakınında ve gücünü geçirebileceğin ilk kişiye patlıyor genelde. Karşındakinin 7 yaşında bir çocuk olduğunu unutarak yaptığı hareketlere kızıyorsun. Mesela, neden hep çizgi film izlemek , hergün çikolata yemek ve balkonda havuzu doldurup başında annesinin beklemesini isteyerek oyun oynamak istemektedir. Oysa annesinin ne çok yapacak işi vardır. İşi olmadığı zamanlarda ise istediği sadece biraz sessizliktir.
Zaten herşey anneye düşmen gibidir. İnternet bağlantısının fotoğraf yükleme hızı canından bezdirmiş olacak ki bu yüzden blogunu güncellememekte, zaman kıtlığından arkadaşlara yorum yazamamakadır. Bu bile gerilmesi için bir sebeptir.
Herkes tatile gitmiştir. Konuşacak bir arkadaş ya da komşu kalmamıştır. Neden her sene sanki eylül ayına kadar beklemektedir ki? Ramazan Bayramı'nı annesinde geçirmek için bütün yazı 40 derece civarında seyreden sıcaklıkta geçmiştir. Günleri iple çeksede bu çekilen günler neden gelmemektedir? Hem 15 gün tatil dediğin nedir ki? Muhtemelen İstanbul'da bir gittiği mekana bir daha gidemeden ya da istediği yerleri gezemeden bitecektir.
Hem zaten annesi niye bu kadar uzaktadır ki. Konu komşu arkadaş yoksa ve anne de yoksa hayat sıkıcı olmaz mı?
Annenin tek istediği biraz huzur ve sakinliktir, ama nasıl olacağını kendi bile bilememektedir....

9 Ağustos 2011 Salı

Çiçek Bahçesi Tunik


Geçen sene ilkbaharda amcamlar bize geldiğinde, yengem bu kumaşı almış ve bana bir tunik dikmeye söz vermişti. Burda dergilerinden bir kısmını da aldı ve götürdü. Sonra kumaşı biçilmiş ve kalıpları üzerinde dergilerle beraber dikmem için bana geri gönderdi.

 Doğumdan önce dikişini bitirmiş ve hatta fotoğraflamıştım. Ama usb bellekte oluşan bir hata sonrası fotoğraflar silindi. Bir türlü yeniden fotoğraflamak kısmet olmamıştı.
 Bugün şeytanın bacağını kırdım ve miniğin uyku anına denk getirip yazımı hazırladım.
Kol yırtmaçlarına biye işini hala becerememekteyim. Ama bu sefer oldukça kullanışlı bir tunik diktim. Doğum sonrası yazlıklarımın 3'te 2'sini giyemememe rağmen hafif basenden sıksada efil efil bu tuniği giymekteyim. Kumaş desenide oldukça iç açıcı değil mi :))