Bir dikiş bloğu için ne anlamsız bir post başlığı değil mi? Şu sıralar bir dünya iş yapma isteği ve hiçbir şeyi yetiştirememeye bağlı yetersizlik hissi ile bağlantılı asabiyet ile baş başayım. Birçoğumuzun yaşadığı birşey mi bilmiyorum ama yazının sonunda yorum kısmında bana katılanların olacağı kanaatinde ve en azından bir iki çare sunan olabileceği ümidindeyim.

Gündüz iş yerinde biraz internette gezinme vaktim oluyor. Bloglarda dikilenleri gördükçe hevesleniyorum, şu ne güzel olmuş bunu bende dikeyim diye. Akşam oluyor, Ahmet'i okuldan alıp 17:15 gibi evde oluyorum. Hava güzelse bahçede çocukları oynatıyorum, değilse özellikle küçükle biraz vakit geçirmeye çalışıyorum, derken akşam yemeği vakti geliyor, yemekten sonra akşam namazına kadar yine oyalanıyorum. Namazdan sonra Ahmet'e ödevlerinde yardım ederken bir yandan Pınar'ın eline ya düğme kavanozunu veriyorum ya da mutfak çekmecelerini dağıtmasına izin veriyorum. Günde 5-6 kere yerden düğme kavanozunu topluyorum ya da çekmeceleri düzenliyorum.

Çalışan annelerin böyle bir psikolojisi var çocuğumla yeterince ilgilenemiyorum hissi yakanızı bırakmaz. Hem elime aldığım işi yarım bırakmama adına hemde küçüğün dikiş makinesini çalıştırmama mümkün değil izin vermediğinden yatsı oluyor, eşim geliyor, çay faslı derken saat 22:00 oluyor, ondan sonra Pınar'ın uyku krizleri başlıyor, uyutup namaz kılma evresi yaklaşık yarım saat sürdüğü için yaklaşık 22:30 da her türlü iş ve ben bitmiş olarak dikiş diksem mi dikmesem mi krizleri başlıyor. Bazen yorgunluktan geberdiğim için erteliyorum bazen kır şeytanın bacağını deyip 1 saat kadar dikiyorum. Tabi bir dikiş köşem olmadığından mutfakta yapıyorum genelde bu işi ve 1 saat sonunda mutfağın hali hüsran, onu topluyorum 12 gibi yattığımda sabah aynı döngü yeniden başlıyor..
İşe yetişmek, eve yetişmek ve çocuklara annelik yapmak, bir yandan da biraz olsun bir şeyler dikmek arasında hiçbirini tam olarak yapamadığımı fark edip kendime kızıyorum. Ondan sonrası malum...
Bilemiyorum hayat ne zaman rayına oturacak bazı şeyleri yapmak için vakit bulmak için ömrün geçmesini mi bekleyeceğim. Ve bir sabah uyandığımda çocuklar evlenmiş, ben emekli olmuş evde otururken içimde bir pişmanlık hissiyle mi kalacağım bilemiyorum..