30 Haziran 2010 Çarşamba

Ne İşler Karıştırıyorum Öyle....

Aslında yazıya yazacak bir başlık bulamadım ve ortaya karışık bir yazı yazdığım için başlık bu olsun dedim :))
Önce buradaki tunikten artan kumaşla bir pijama ve lastik toka diktim. Harika oldu valla çok sevdim. Böylece 4,5 tl ve değeri paha biçilemeyen emek karşılığında bir tunik ve bir pijamam oldu :)
Pijamanın modeli 2009/11 Burda dergisinden.
Önlüğümde bonesiyle birlikte tamamlanıp dün Bartın'a doğru yola çıktı. Umarım beğenilir :) İlk defa talep doğrultusunda iş yaptığım için çok heyecanlıyım. Gülcan- Hüseyin çiftine ömür boyu mutluluklar :)
Sıradaki işimiz 2010-05 Burda dergisinden bir elbise modeli. İlk defa bu kadar detay çalışacağım. İnşallah alnımın akıyla çıkarım bunun içinden. Çok detaylı olduğu için biraz uzun sürebilir, cepler , polo yaka vs...
Zaten sadece akşamları ve Ahmet Kaan uyuduktan sonra çalışmaya dikkat ediyorum, ya da onun uykuya yakın saatlerinde. Hemen dikişe girişirsem onunda canı sıkılıyor çünkü kendi kendini oyalamayı bilmeyen bir çocuk Ahmet. Bazen çok hevesim varsa onun eline de bir parça verip iplikleri falan temizlettiriyorum ya da kalıpları kestiriyorum hoşuna gidiyor. Hem çalışıp hem bu kadar işi nasıl yaptığımı merak ediyorlar bazen. Çok geç yatabilen biri de değilim çünkü. Çok nadirdir 12'yi gördüğüm. Uyku problemimde (aman nazar değmesin) yok şu sıralar. Öğle yemeğine gelince bazen yerleri falan silerim yada kalıp çıkaracaksam onunla uğraşırım. Evi sabah çıkmadan ve akşam yatmadan mutlaka toplarım. Öyle olunca dikiş için ortalama 1 saat bir vaktim kalıyor hergün olmasada. Neyse, hepinize mutlu günler :))

22 Haziran 2010 Salı

Hızımı Aldım Gidiyorum Heyooo......

İşte karşınızda muhteşem şal deseni, pembe-beyaz-siyah renklerin uyumla dans ettiği ve bu güne kadarki en yüksek parayı ödeyip (mt. si 3,5 tl'den 3 mt. :)) aldığım kumaşın tunik hali :)))
Modelin kolları kısa olduğu için ben biraz uzattım ve genişliğinden dolayı yukarı sıyrılmasın diye bileklerine lastik taktım.
Yakayı tam 3 defa söktüm. En sonunda kullandığım telanın yakayı çirkin gösterdiğine karar verip söktüm ve yaka pervazını telasız olarak diktim. Modelin arka kısmında bir düğmeyle kapana bir açıklığı var ben onu yapmadım. O yüzden olsa gerek yaka pervazı çok uğraştırdı. Tabi bu kadar uğraşınca yakada deformasyon oldu. Bende bu dikiş hatalarını kapatmak için metal görünümlü plastik zımbamı kullandım. Omuzumda 3 yıldız var şimdi rütbem ne oluyor acaba :))
Model 03/2010 Burda dergisi.
Bu arada bloggerlar sanırım yaz moduna girdi yavaş yavaş. Neden diyecek olursanı, yorumlar düşüş göstermeye başladı, herkes tatilde ve çoluk çocuğuyla uğraşıyor sanırım :((

21 Haziran 2010 Pazartesi

Bir Mim Gelmiş Hoş Gelmiş :))

Sevgili Fuska , Sibel ve Çelebi'm beni mimlemişler. Mimsever bir bünye olarak teşekkürlerimle kabul ediyorum :) Ne zamandır bir mim yoktu ortalıkta dolaşan..

Bu seferki mim konusu kelimeleri okuduğumuzda ilk aklımıza gelenler yada ilk düşündüklerimiz. Hazırsanız başlıyoruz :))

Felsefem: Ahireti unutma!

Hayat: Bazen çabucak bitsin bazende hiç bitmesin dediğim şey...

Çocukluk: Keşke dönebilsek...

Güneş : Sıcaklık, içtenlik...

Gözler : Herbiri başka alem, başka dünya... Kendi gözbebeklerime aynada baktığımda asıl kendi ruhumdur gördüğüm...

Yıldızlar: Işıltı, hayal kurmak için olması gereken birşey...

Güzellik : Gönül kimi severse.. Çok göreceli...

Sevgi : İçinin kabarması insanın...

Müzik : İnsanın ruh halini oldukça etkileyen birşey...

Dost : Korkusuzca sırlarımı paylaşabileceğim kişi...

Para : Yerinde kullanabiliyorsan ve seni mutlu ediyorsa ne ala... Mutsuz da edebilir...

Zaman : Ellerimden sürekli kayan, gidince geri gelmeyen...

Savaş : Mutsuzluk, acı...

Ağlamak : Çok garip gelebilir ama nefret ederim, hele ki biri yanımdaysa, yalnızken olmalı mutlaka...

Deniz : Olmazsa olmaz ama yok işte buralarda.. Yokluğu zor..

Ayna :Bazen ruhumun yansımasını, bazen görmek istediğimi gördüğüm şey..

İşte ben böyle ruhsuz bi insanım ne yapayım :)

18 Haziran 2010 Cuma

Bir Günün Serencamı...

Ahmet Kaan'ın bir iş günü macerası. Tüm memurlar böyle olsa vay vatandaşın haline :))
İşyeri bahçesinin içerisinde lojman olduğu için küçük yeşillik bir alan var, çocuklar için minik bir park da mevcut. İşlerimizin olmadığı zamanlarda beraber bahçeye çıktık. Zaten o gün eğer solundan kalkmamışsa makinaya poz vermeyi seven bir çocuk Ahmet :))
Bir itici güç olmadan kendi kendine sallanmayı öğrendi dün.
O oynarken ben ne mi yaptım? Banka kuruldum, bir bardak soğuk portakal suyu içtim
Aslı Güngör'den "İzmir Bilir Ya" şarkısını dinleyip biraz olsun Ege özlemimi gidermeye çalıştım.
Aslında bloga şahsi şeyler koymayı sevmiyorum içeriği bozuluyor diye ama dün dilime bir şiir dolandı
"Sevdanın camı bana bakıyor ben cama
ve bak sen şu serencama"

İbrahim Sadri'nin "Sevda Sokağı" şiiri. Böyle birşey yazmak geldi içimden. Sabahları RadyoTurkuvazda  programı var  7.30-10.00 arası. Radyo dinlemeyi seviyorsanız tavsiye ederim.

16 Haziran 2010 Çarşamba

Evin Yeni Üyesi, Dikiş Makinam ve İşte Büyük Sırrım :))

İşte evimizin yeni üyesi Fıstık. Hala bizden epey korkmakta olduğu için daha alışamadı. Herhalde biraz zaman geçmesi gerekecek. Yinede evin içinde farklı bir hava oldu ama ben durumuna hala üzülmekteyim.
Gelelim 2. konumuza. :)) Dikiş makinam bozuldu ve sabah tamirciye doğru yol aldı. Sanırım mekiği kırıldı ve yatak yerinde bir problem var.
Bu arada bir ara konu olarak sevgili Fuska'nın uyarısıyla benim ve birçok arkadaşımın bloglarını olduğu gibi kopyalayan bir site daha gördüm. Bu iş iyice kabak tadı vermeye başladı ve canım çok sıkıldı. Yorum yazamıyorum sanırım yorum kısmını kapatmışlar. Birde utanmadan "İnternetten Alıntıdır" yazmışlar. Şuna "İnternetten Çalıntıdır" desene sen. Kopyala yapıştır. Ne güzel iş.... Bu utanmaz site:
http://dantelorguhobi.blogspot.com/
Hadi bunuda kopyalayıp yayınlayın utanmaz reziller ....

Çok sinirlendik biraz sakinleşelim değil mi :)İşte büyük sırrım... Tatatataaaaa... Dikişteki yeni yardımcım Ahmet Kaan. Kalıp çıkarmada bana yardım ediyor artık. Yakında teyel falan öğreteyim de angarya işler bana kalmasın değil mi :)) İğne topluyor, mulaj kağıdını iğneliyor, getir götür yapıyor... Çırağı buldum ben :))

14 Haziran 2010 Pazartesi

Komşuları Da Kendime Mi Benzetiyorum Ne...

Nevin'e diktiğim elbiseden sonra komşum da kendi torununa aynı elbiseden dikmek istedi. Çünkü kızcağız görünce "Bu benimm" diyerek üzerinden çıkarmak istememiş. Bizde komşumla oturduk beraber diktik elbiseden.
Bnuda küçük bir değişiklik yaptık. Arkası boydan çıtıtlı değil. Arkayı robaya kadar diktik. Sadece roba kısmına çıtçıt yapılacak şekilde ayarladık. Ama daha çarşıya gidemediğimiz için çıtçıt işi şimdilik kaldı.
Hafta sonu kaynım ve eltim bizdeydi. Yolda bir muhabbet kuşu yakalamışlar ve kafes alarak Ahmet Kaan'a hediye etmek için bize getirmişler. Ben çok üzüldüğüm için evde hayvan beslemek istemiyordum. O kuşcağız kafeste durup camın önünden diğer kuşların ötüşlerini dinleyip, dışarıları seyrettikçe daha da üzülüyorum. Aslında salıversek dışarıda da yaşayamaz biliyorum. Kuşa baktıkça kendime benzettim ne alakaysa... Yani gurbet falan..Üzüldüm işte...

11 Haziran 2010 Cuma

Seni Sevimli Seniiiiiiiiiiiiiii....

Sevgili Nurcan benden bir mutfak önlüğü tasarlamamı isteyince epey heyecanlandım. Aplike konusunda çok düşündüm ne yapsam diye. Sonra isteyen kişinin yeni evlenecek biri olduğunu hesaba katarak böyle birşey tasarladım.

Harflerin ve resmin şablonlarını da internetten indirdim ama hangi siteydi hatırlayamıyorum şimdi. Bende keçe olmadığı için renkli mutfak bezlerinden faydalandım.  Önlüğün zemini desenli bir kadife kumaştı. Desende aplike kaybolmasın diye kumaşın baskısız olan arka tarafını kullandım.
Tersini de parlak pembe bir kumaşla astarladım. Çift yönlü olarak ta kullanılabilir oldu. Daha önceki Tecrübelerime dayanarak askılar için kurdele kullandım.
Benim için çok heyecan verici bir çalışma oldu. Umarım sahibi de beğenir ve mutlulukla kullanır.

Allah'ım Çok Şükür.....

Benim blog teması düzenlemelerimden blogger da bıktı sonunda demek :) Kumanda panelini açtığımda harika bir düzenlemeyle karşılaştım. Yeni bir eklenti konmuş "TASARIM" diye:)) Hemen fotoğraf genişliklerini ve yazı genişliklerini ayarladım. Hemde yok şu piksel yok bu piksel diye değil. Sürükle bırak... Allah'ım şükürler olsun sana :) Blogger  amcaya da teşekkür ediyorum :)

7 Haziran 2010 Pazartesi

Heyooo.. Elbise Diktim :))

Yaklaşık bir haftadır bunla uğraşıyordum, kaç kere söktüm diktim valla hesap etmedim. Orası bozuk oldu, sök yine dik.
Aslında kumaş elbise için biraz dik bir kumaştı. Kareli olması da ayrı bir problem oldu çünkü ne kadar dikkat ettiysem de kareler denk gelmedi dikişte.
Kemerle daha hoş durdu bence ama beyaz bir kemer edinmem lazım. Zaten bu kemer kalın bir lastik olduğu için yaz gününde bunu takarsam cinnet geçiririm herhalde sıkıntıdan :)
Cinnet  "getirme" fiiliyle kullanılıyor ama bence yanlış ya.. Cinnet getirilen birşey değil bence geçirilen birşeydir. Bu benim görüşüm tabi.
Model Burda'nın Mayıs sayısından. Zaten mayıs sayısını çok sevdim, dikilebilecek şeyler çoğunlukta. Bir elbise projem daha var aynı sayıdan. Hadi bakalım gelsin güzellll yorumlar :))

1 Haziran 2010 Salı

Balkonum Yaza Hazır


Bu balkonumuzun ilk ve çıplak hali :))Ne kadar sevimsizmiş değil mi?


İşte bu da son hali :)) Bir önceki yazımda sandalye minderi yazacağıma yanlışlıkla sandalye kılıfı yazmışım :)) Ben kim kılıf dikmek kim :) Ancak minder dikebildim, içini de elyafla doldurdum.


Pufumuzda hemen oracıkta.


Papatyaları pazar günü Adana'dan topladım. Masanın üzerinde çok şirin durdular.


Etiketim olmadan çıkmam artık. Her biryerlere dikiyorum :)) 


Son olarak balkondan bir görüntü.
Aslında bu yazıyı yazsam mı yazmasam mı bilemedim. İçimiz yanıyor. Bir yandan şehit haberleri, bir yandan kahrolası israil.. Lütfen boykot çağrılarına duyarsız kalmayalım.